Mısır Ölüler Kitabı, Antik Mısır cenazelerinde okunan metinleri içeren ve asıl adı Günden Dışarı Gidenler anlamına gelen Ra nu pert em hru olan kitabın (James Churchward'a göre ise Per-me-huru olarak hecelenir ve "Mu günden geri kaldı" anlamına gelir), Alman bilimadamı Richard Lepsius tarafından 1842'de bu metinlerin bazı kısımlarının bir araya getirilerek oluşturulduğu kitaptır. Kitabın orijinali Geç Dönem hanedanları döneminde yazılmıştır.[1] Ölüm-ötesi yaşamında kendisine yardımcı olması için ölmekte olan kişinin huzurunda okunan metinlerin ve gömülme yöntemleriyle ilgili metinlerin derlenmesinden oluşmuş bir kitaptır. Kitabın; Heliopolis uyarlaması, Teb uyarlaması ve Sais uyarlaması olmak üzere üç ayrı kaynaktan uyarlanmış biçimleri bulunmaktadır. Mısır Ölüler Kitabı, Işığa Çıkarma Kitabı olarak da bilinir.
Yer yer sembolik ifadelere yer verilen kitapta özetle, ölüm olayından sonra fiziksel bedenini terk eden ruhun ka’sıyla öte-aleme (amenti, amentet) göçtüğü, burada kendisini bir hesaplaşma, bir yargılanma (psikostazi) beklediği, bu yargılanmada vicdanın rolünün çok önemli olduğu, yargılanma işleminden sonra bazı ruhların tekrar yeryüzünde doğduğu, bazı yükselmiş ruhların ise İsis ve Osiris’in hükümranlığındaki organizasyonlarda görevler aldığı anlatılır.
Köken :
Bilimadamlarına göre, Antik Mısır halkı tarafından kullanılan Mısır Ölüler Kitabı, ölümden sonraki yaşamda gerekli olacak bazı talimat ve yönlendirmeleri içermekteydi. Tüm tılsım ve dualar her cenaze için her seferinde okunmaz, sosyal statü ve zenginliğe göre farklılık gösterirdi. Bazı tılsım ve dualar Tanrılara hediye sunmak amacı ile kullanılırken, bazılarıysa diğer tarafta yürüyebilmeyi veya ölümden sonraki hayatta tekrar ölmemeyi sağlayan düzenleyici yönlendirmeleri içerirdi.
Sanılanın aksine, Mısır Ölüler Kitabı ölen insanları diriltmek için değil, ölümden sonraki yaşamda ölen kişiye yol göstermek ve hayatını düzenlemek amacı ile oluşturulmuş metinlerden oluşmaktaydı. Antik Mısır'da ölümden sonraki yaşamın cenneti olarak düşünülebilecek sazlık tarlalarına ulaşmayı isteyen her Mısırlı için, bu kitap onlara yol gösteren bir kaynak olarak 18. hanedanlıktan başlayarak kullanılmaya başlanmıştır.
Tılsım 125 :
Tılsım 125 ya da 125. Tılsım, Mısır Ölüler Kitabı'nın en çok tanınmış tılsımlarından biri olup, özet olarak ölen kişinin Osiris ve 42 yargıcı tarafından hayatında yaptıkları ile ilgili yargılanmasını içermektedir.
Ölen kişinin kalbi ile iyilik oranı Osiris, İsis, Neftis ve Anubis karşısında tartılır. Tanrı Osiris kararı verir ve tanrıça İsis'in taşıdığı doğruluk tüyü ile karşılaştırılır. Tüy ağır gelir ise bu kişinin kötülüklerinin daha ağır geldiğine delalettir ve o kişi Ammut adı verilen canlı tarafından yenilir. Eğer tüy hafif gelir ise bu da kişinin iyiliklerinin daha ağır geldiğine delalettir ve kişi İsis ile birlikte cennete gider.
Bazı bilimadamlarınca Tılsım 125'te bahsedilen 42 günah ve bu günahlara ait suçsuzluk açıklamalarının (Hırsızlık yapmadım, cinayet işlemedim vs.), Musevilikteki On Emir için temel oluşturduğu öne sürülmektedir.
James Churchward ve Ölüler Kitabı :
Churchwar'a göre Mısırlı rahipler Ölüler Kitabındaki "ateş denizini" yozlaştırarak bunun bir cehennem çukuru , cehennem ateşi olduğunu ifade etmişlerdir. Böylece ateş ve cehennem kavramları özdeşleştirilmiş ve zaman içerisinde "ateşli cehennem" diğer tek tanrılı dinlere geçmiştir. Oysaki Churchward'a göre işin aslı çok daha başkadır; cehennem çukuru cehennem ateşiyle tanımlanan aslında Mu'nun batışıdır.
Churchward, Ölüler Kitabı'ndaki bazı simgeleri deşifre ederek Mu'nun batışına yorum getirmiştir. Örneğin, Ölüler Kitabı'nda çok sık kullanılan sunak figürü, onun onun üstünde batan bir güneş ve onun da üstünde taç yapraklarını kapatmış bir lotus çiçeği vardır. Churchward'a göre bu tablo Mu'nun batışını anlatmaktadır: "Lotus çiçeği Mu'nun çiçek sembolü idi. bu birleşik sembol, Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda en çok rastlanan çizimlerden birisidir. Ve bütün kitap boyunca lotus hep kapalı ve ölü olarak çizilmiştir. Yani bu Mu'nun battığının ifadesidir. Bir numaralı çizim Mu'nun geleneksel sunak şekli, iki numaralı kutsal lotus sembolü kapalı durumda,üç ışık saçmayan güneş, güneşin battığını ve ufukta kaybolduğunu göstermektedir. Mu'nun lotusun altına çizilmesi, güneşin Mu ufkunda kayboluşunu ifade etmektedir. Yani güneş ölü Mu uygarlığı üzerinde bir daha çıkmamak üzere batmıştır."
Hiç şüphesiz ki Churchward'ın bu değerlendirmeleri kesinliği olmayan mantıksal çıkarımlardır.
( ALINTIDIR )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder